top of page
mk.png

Better Left Unsaid

  • Yazarın fotoğrafı: Merve Karataş
    Merve Karataş
  • 7 May
  • 1 dakikada okunur

Better Left Unsaid, Pinker ve Chomsky gibi büyük isimleri buluşturan ve Batıdaki politik ekstremizmi ele alan 2021 yılında yayınlanmış bir belgeseldir.




Belgesel, Batı solunda egemen olan sosyal konstrüktivizmin, John Money'nin Bruce ve Brian ikizleri üzerinde yaptığı bir çalışmaya dayandığını açıklayarak başlıyor. Bruce'ta nadir görülen bir defekt, "Gender is a social construct." şeklindeki perspektifin temellerini atıyor.

Bundan sonra kadınlar ve erkekler gibi grup farklılıkları arasında yapılan çalışmalara yönelik olarak sosyal adaletçilerin gösterdiği çifte standartlarına dikkat çekiliyor. Örneğin, "Erkekler daha fazla Nobel alıyor." önermesi kadınların "dezavantajı"na bağlanırken, "Erkekler daha çok hapse giriyor." veya "Erkekler daha fazla intihar ediyor." önermeleri için aynı gayret gösterilmiyor.


Ekstrem solun "Akademide beyaz nasyonalistler barındırmak şiddettir." benzeri açıklamaları ve "şiddet" tanımlamasından yola çıkarak "meşru müdafaa" çerçevesinde kendilerinin şiddet göstermeye nasıl meylettiği açıklanıyor.


"Faşizm konuşma yasağı değil söyleme mecburiyetidir." cümlesini hatırlatacak şekilde, apolitikliğin statükodan yana olmakla eşdeğer tutulmasına değiniliyor. Her şeyin politize edilmesi sanat üzerinde müthiş bir baskı yaratıyor.


ABD'de CRT'nin (critical race theory) söz konusu Asyalılar olduğunda nasıl çöktüğü vurgulanıyor. (Akademik olarak başarılı olan Asyalılar "beyaz" olarak klasifiye edildiğinde de bunu görmüştük)


Batı solunun Batıyı soykırımcı, homofobik ve cinsiyetçi olmakla suçlarken, İslam ülkelerindeki eşcinsel haklarından, azınlıklara karşı işlenen suçlardan ve cinsiyet eşitsizliğinden söz edenleri muhafazakar olarak etiketlemesinin irrasyonalitesi dile getiriliyor.

Postmodernizmin epistemolojide sebebiyet verdiği "pratik" sorunlar da es geçilmiyor. Bütün çatışmaların "tolerans" adı altında gruplara indirgenmesinin bireyciliği nasıl öldürdüğü izah ediliyor.


James Lindsay kör CRT savunuculuğunun (Kendisi Twitter hesabında da 7/24 savaş verir.) yeni bir "din" yaratmak gibi olduğunu iddia ediyor.

Lenin, Mao gibi liderlerin sebebiyet verdikleri vahşetler, Küba Devrimi, Nazi Almanyası gibi konular da elbette belgeselde yer alıyor. Binaenaleyh belgesel sosyalizm eleştirisi içeriyor.

bottom of page